Dünya edebiyatının en büyük yazarlarından biri olarak kabul edilen Lev Nikolayeviç Tolstoy, eserleri ve yaşam felsefesiyle milyonlarca insanı etkilemiştir. Onun hayatı ve eserleri, hem bir yazar hem de bir düşünür olarak ne kadar çok yönlü olduğunu ortaya koyar. Bu makalede Tolstoy'un yaşamının dönemlerini, düşünce yapısını ve en önemli eserlerini detaylı bir şekilde inceleyeceğiz.
Tolstoy’un Hayatı
Çocukluk ve Gençlik Yılları
Lev Tolstoy, 9 Eylül 1828 tarihinde Rusya’nın Tula bölgesindeki Yasnaya Polyana çiftliğinde dünyaya geldi. Soylu bir aileden gelen Tolstoy, çocukluk yıllarını bu çiftlikte geçirdi. Annesini ve babasını çok erken yaşta kaybetmesi, Tolstoy'un hayatında derin izler bıraktı.
Gençlik yıllarında Moskova ve Kazan'da hukuk ve dilbilim eğitimi aldı ancak öğrenimini tamamlamadan okulu bıraktı. Bu dönemde hem ailesinin çiftliğinde hem de toplumsal sorunların yoğun olduğu alanlarda köylülerin yaşama şartlarını gözlemledi.
Tolstoy, 1851 yılında Rus ordusuna katılarak Kafkasya'da görev yaptı. Bu dönemde savaşın yıkıcı etkilerine tanık oldu ve bu deneyimlerini daha sonra yazılarına yansıttı. “Sivastopol Hikayeleri” adlı eseri, bu dönemde edindiği savaş izlenimlerinden ilham alarak yazılmıştır. Bu hikayeler, Tolstoy'un yazar olarak şöhrete kavuşmasında önemli bir rol oynamıştır. Tolstoy, 1862 yılında Sofya Andreevna Behrs ile evlendi. Bu evlilikten 13 çocukları oldu. Tolstoy, ailesiyle birlikte Yasnaya Polyana”a yaşamaya devam etti ve burada en ünlü eserlerini kaleme aldı. Ancak evlilikleri ilerleyen yıllarda Tolstoy’un hayat felsefesinde yaşanan değişiklikler nedeniyle çatışmalı bir hale geldi.
Tolstoy'un başyapıtı olarak kabul edilen “Savaş ve Barış”, Napolyon Savaşları döneminde Rusya’yı ve o dönemin toplumsal yapısını anlatır. Kitap, yüzden fazla karakteriyle derin bir tarihi ve insani inceleme sunar. Tolstoy, bu eserinde insanlık durumu, ahlak ve kader gibi derin konuları ele almıştır. “Anna Karenina”, Tolstoy’un en çok bilinen eserlerinden biridir. Romanda, evli bir kadın olan Anna Karenina'nın bir subayla yaşadığı aşk hikayesi anlatılır. Eser, sadakat, ahlak ve toplumsal baskı gibi temaları derinlemesine işler. Tolstoy’un son büyük romanı olan “Diriliş”, adalet sistemini, dinî kuralları ve toplumsal adaletsizlikleri eleştirir. Eser, Tolstoy’un son yıllarında benimsediği felsefi düşüncelerle yakından ilgilidir. Tolstoy, 1880'lerden itibaren radikal bir değişim yaşamış ve kendini maneviyata adamıştır. Bu dönemde Hristiyan anarşizmi olarak tanımlanan bir düşünce yapısı geliştirdi. Mal mülk sahipliğini reddetti ve sade bir yaşamı benimsedi. Tolstoy, “Bir Yazarın Güncesi” ve “Din Nedir?” gibi eserlerinde dini ve felsefi düşüncelerini detaylı bir şekilde açıklamıştır. O dönemdeki yazıları, Gandhi gibi liderleri de etkileyerek pasif direniş hareketlerine öncülük etmiştir. Tolstoy, 20 Kasım 1910 tarihinde hayatını kaybetti. Geride, hem edebiyat hem de insanlık tarihine damga vuran eserler ve düşünceler bıraktı. Eserleri ve fikirleri, bugün hala dünya çapında okunmaya ve tartışlmaya devam etmektedir. Tolstoy, yalın yaşamı ve derin felsefi düşünceleriyle yalnızca bir yazar değil, aynı zamanda insanlığı sorgulayan bir önder olarak da hatırlanıyor. Lev Tolstoy, yaşamı boyunca insanlık, ahlak, adalet ve sevgi gibi evrensel değerleri sorgulamış ve bu değerleri eserlerine yansıtmıştır. Onun edebi mirası ve düşünceleri, hem bireylerin hem de toplumların öz eleştiri yapmasına ilham vermeye devam ediyor.Askerlik Dönemi
Evlilik ve Aile Hayatı
Tolstoy’un Edebi Kariyeri
“Savaş ve Barış” (1869)
“Anna Karenina” (1877)
“Diriliş” (1899)
Tolstoy’un Felsefesi ve Değişim Yılları
Tolstoy’un Mirası
Sonuç
Yorumunuzu buradan gönderebilirsiniz