Fizik dünyasının en büyük ikonlarından biri olarak kabul edilen Albert Einstein'ın ünlü E=mc² denklemi, modern fizikte devrim yaratan bir buluştu. Ancak, her büyük keşif gibi, bu denklem de üzerinde düşünülmesi ve geliştirilmesi gereken birçok karmaşıklık içeriyordu. İşte tam bu noktada, Türk asıllı Amerikalı teorik fizikçi Behram Kurşunoğlu sahneye çıkıyor ve Einstein'ın teorisini daha derinlemesine anlamaya çalışıyordu.
Eğitim ve Erken Kariyer
Dünya, 20. yüzyılın ortalarında büyük bir belirsizlikle sarsılmıştı. İkinci Dünya Savaşı'nın gölgesi tüm dünyayı kaplamışken, Türkiye'de de yorucu bir kurtuluş mücadelesi sona ermiş ve cumhuriyetin temelleri sağlam bir şekilde atılmıştı. Mustafa Kemal Atatürk'ün deyimiyle "asıl savaş," yani kalkınma mücadelesi başlamıştı. İşte tam da bu dönemde, Behram Kurşunoğlu, Trabzonlu bir ailenin çocuğu olarak 1922'de dünyaya geldi.
Behram Kurşunoğlu'nun gençliği, fiziğe olan merak ve çalışkanlığıyla şekillendi. Lise eğitimini Trabzon'da tamamladıktan sonra, Ankara'ya giderek üniversite eğitimine başladı. Fizik alanındaki yeteneği burada ortaya çıktı ve eğitimini başarıyla tamamladıktan sonra İngiltere'nin Edinburgh Üniversitesi'nde yüksek lisans eğitimi aldı. Ardından Cambridge Üniversitesi'nde doktora çalışmalarına başladı.
Einstein İle Görüşmesi
Ancak bu dönemde dünya çalkantılı bir süreçten geçiyordu. II. Dünya Savaşı yeni başlamıştı ve savaşın getirdiği belirsizlikler tüm dünyayı etkisi altına almıştı. Behram Kurşunoğlu, büyük bir hırsla çalışmalarına devam ederken, tarihin en saygın fizikçilerinden biri olan Albert Einstein'ın teorisine yakından ilgi duydu.
Einstein'ın ünlü İzafiyet Teorisi, o dönemde fizik dünyasını büyülemiş bir buluştu, ancak Behram Kurşunoğlu'nun gözüyle bu teoride hatalar vardı. Kurşunoğlu, cesaretle Einstein'ın teorisini inceledi, hataları tespit etti ve bu büyük fizikçiyle mektuplaşmaya başladı. İkilinin arasındaki bu mektuplaşma, bilim tarihinde önemli bir yer tutar.
1945 yılında, Hiroşima ve Nagazaki'ye atom bombalarının atılması, dünyanın en büyük kıyımına yol açtı. Behram Kurşunoğlu, bu olayları yakından takip etti ve bilgi sahibi olma isteğiyle dolup taştı. Daha sonra, Cambridge'deki çalışmaları sırasında Einstein'a yazdığı bir mektup, ikisinin tanışmasına ve yakın arkadaş olmasına neden oldu. Behram Kurşunoğlu, henüz 31 yaşındayken 74 yaşındaki Einstein ile 4 saat boyunca görüştü.
Dünyanın En Saygın Fizikçileri Arasında Yer Aldı
Kurşunoğlu'nun fizikteki yeteneği ve çalışma azmi, onu Einstein ve kuantum mekaniği alanında Nobel Ödülü kazanmış olan Erwin Schrödinger ile birlikte "simetrik olmayan yerçekimi kuramları" üzerine çalışmaya yönlendirdi. Bu dönemde, Behram Kurşunoğlu dünyanın en saygın fizikçileri arasına girmeyi başardı.
TAEK'in Kurucusu
1955 yılında Türkiye'ye dönen Behram Kurşunoğlu, bilgi ve tecrübelerini Türkiye'nin bilim dünyasını geliştirmek için kullandı. Türkiye Atom Enerjisi Kurumu'nu kurarak atom ve kuantum fiziğini ülkeye getirdi. Aynı zamanda Genelkurmay Başkanlığı'na danışmanlık yaptı ve Birleşmiş Milletler Bilim Komisyonu'nda görev aldı.
Behram Kurşunoğlu'nun kariyeri sadece Türkiye ile sınırlı değildi. ABD'ye dönerek Miami Üniversitesi'nde çalışmalarına devam etti ve evrenin oluşumu gibi önemli konularda araştırmalar yürüttü. Emekli olduktan sonra bile bilim dünyasına hizmet etmeye devam etti.
Behram Kurşunoğlu'nun hayatı, bilim ve barış için harcadığı çaba ve bilimsel başarıları ile dolu bir öyküdür. Bilim dünyasına ve Türk bilimine önemli katkılarda bulunmuş olan bu büyük fizikçi, hala anılmaya ve takdir edilmeye devam etmektedir. Behram Kurşunoğlu 25 Ekim 2003 tarihinde Miami'de hayata veda etmiştir.
Yorumunuzu buradan gönderebilirsiniz