Anıtkabir'in Yapılış Hikayesi

Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu, milli mücadelemizin kahramanı büyük önder Mustafa Kemal Atatürk 10 Kasım 1938 tarihinde saat 09:05'te hayata gözlerini yumdu. O kara haberi radyodan öğrendi Türk Milleti. Tüm ülkede derin bir yas başladı. Milyonlar arkasından tek yürek oldu. Sadece milletimiz değil tüm dünya arkasından ağladı.

Atatürk'ün vefatının ardından 21 Kasım 1938 tarihinde büyük bir cenaze töreni düzenlendi. Atatürk'ün naaşı önce Dolmabahçe Sarayı'nda hazırlanan katafalka, ardından da 15 yıl boyunca kalacağı Etnografya Müzesi'ndeki geçici kabrine konuldu. Vefatından yıllar önce "Ulusum nereye isterse beni oraya gömün" demişti Atatürk. Ebedi istirahatgâhı için "Ankara buradan ne kadar güzel görünüyor" dediği Rasattepe seçildi. Ankara'yı çevreleyen hilal şeklindeki tepelerin ortasındaydı Rasattepe. İşte Anıtkabir o hilalin ortasındaki yıldız olacak ve Anadolu'nun bağrında durarak ışığıyla tüm ülkeyi aydınlatacaktı.

Mimarisi için uluslararası bir yarışma açıldı. Yarışmaya 49 proje sahibi başvuru yaptı. Türk mimarlar Ord. Prof. Emin Halit ONAT ve Prof. Ahmet Orhan ARDA'nın birlikte hazırladıkları projenin kabulüne oy birliği ile karar verildi. İnşaat için ilk çalışma 9 Ekim 1944 tarihinde başladı. İlk olarak insanların Atatürk'ün huzuruna çıkarken kullandıkları "Aslanlı Yol" yapıldı. Yol üzerine 24 Oğuz boyunu simgeleyen aslan heykelleri dikildi. Yoldaki zemin taşları 5'er cm aralıklarla döşendi. Taşların arasına konulan bu mesafe yürüyenlerin düşmemek için yere bakmalarına neden olur. Böylece Anıtkabir'e yaklaşan insanlar başları eğik olarak Atatürk'ün huzuruna doğru ilerlerler. 

Dört etap halinde yapılan Anıtkabir'in inşaatı dokuz yılda tamamlandı. Her köşesinde ülkenin dört bir yanından getirilen taşlar kullanıldı. 10 Kasım 1953 tarihinde saat dokuzu beş geçe Ankara'nın yüksek tepelerinden top atışları başladı. Atatürk'ün naaşı Etnografya Müzesi'nden büyük bir kortej düzenlenerek alındı. Türkiye'nin tüm illerinden gelen on binlerce insan Ankara sokaklarında gözü yaşlı bir şekilde Atatürk'ü ebedi olarak kalacağı Anıtkabir'e doğru uğurladı. Atatürk, Türkiye için "En büyük eserim" demişti.

Anıtkabir'e nakledilen Atatürk'ün naaşı, tahnit işlemi çözülerek, Suriye'deki Caber Kalesi, Kore'deki Türk şehitliği, Selanik'teki doğduğu evin bahçesi, KKTC ve illerden getirilen toprakların harmanlandığı ''vatan toprağına'' İslami usullere göre kefenlenerek ve yüzü kıbleye bakacak şekilde defnedildi. Artık milli bilincin kalbi haline gelen Anıtkabir, sadece özel günlerde değil yılın her gününde binlerce ziyaretçiyi ağırlıyor.

Tags :-

Yorum Gönder

0 Yorumlar