Kar-kış esaretine, trafik yoğunluğuna çare olacağı düşünülerek tasarlanan uçan araba yollarda yapılan uzun test sürüşü, havada yapılan uzun test uçuşları gibi zorlu süreçleri tamamlayarak yetkililerden geçer not almayı başardı.
Uçan arabanın özellikleri
Gökyüzünde normal bir uçak gibi süratli bir şekilde yol alan uçak-otomobil (Air-Car), karaya indiğinde kanatlarını katlanır pozisyona getirerek 3 dakika içinde kara trafiğinde hızlı ve güvenli bir spor otomobile dönüşüyor. Tasarım özellikleriyle göz dolduran uçan araba hem karada seyahat hem de uçuş için gerekli tüm kriterleri yerine getirerek tüm izinleri aldı ve sertifikalı oldu. Slovak girişimciler tarafından hayata geçirilen bu araç, 2 dakika gibi kısa bir sürede otomobilden uçağa dönüşüyor. Bu kadar kısa sürede dönüşüm geçiren hibrit araç bundan tam bir yıl önce tanıtılmış ve görücüye çıkartılmıştı. Araca gerekli olan güç benzinli bir BMW motor sağlıyor.Taşıt dünyasında devrim niteliğinde olan bu araç havalanabilmek için asfalt zeminde sadece 380 metre mesafeye ihtiyaç duyuyor. İniş ve kalkış sırasında pilotun müdahalesine gerek olmayan bu araç, her iki işi de kendisi otomatik olarak yapabiliyor.
Uçan arabanın sertifikasyon süreci
Uçan arabanın sertifikalı olma süreci hiç te kolay olmadı. 200'ün üzerinde başarılı kalkış ve havada geçirilen 70 saatten fazla uçuş süresi ile bir uçakta olması gereken tüm özelliklere sahip olması gerektiğini ispatladı. En son Haziran'da iki şehir arasındaki 35 dakikalık uçuş ta başarıyla tamamlanınca aracı yapan mühendisler onay başvurusu için cesaret kazandılar. Havada 160 km/h hıza ulaşabilen ve 2 bin 500 metre irtifaya çok rahat çıkabilen bu araca sonunda uçabileceği yönünde sertifika verildi.
Uçan araba seri olarak üretilecek mi?
Her ne kadar başarılı bir prototip olsa da henüz seri üretim için gerekli izin başvuruları yapılmadı. O iznin alınabilmesi için pek çok yasal düzenleme yapılmasının yanında araç için daha zorlu testlerin yapılması gerekiyor. Bunun için tasarımcıların ve mühendislerin uzunca bir zamana ihtiyacı olacak.
