Dünyanın ekonomik olarak en güçlü ülkelerinden biri olan Norveç'in ekonomik istikrarını nasıl sağladığı, en güçlü ekonomik yapılardan biri olmayı nasıl başardığına ait detayları sizlerle paylaşıyoruz.
Norveç, tarihinde hiç bir zaman fakir bir ülke olmadı. Ülke yakın tarihinde şimdi olduğu kadar bir zenginlik yaşamadı. Dünya ülkelerinin ekonomik krizlerle boğuştuğu bir dönemde insanlarının gırtlaklarına kadar zenginlik içinde yaşadığı Norveç'in ekonomik sırrı ne, parayı nereden buluyorlar?
Norveç, 1950'li yılların sonlarına kadar komşusu İsveç' e göre daha az geliri olan bir ülkeydi. 1959 yılında Kuzey Denizi'nde petrol bulununca işler değişti. 1960'lı yıllarda petrolün çıkarılması için Hollandalı petrol şirketi Shell şirketine sondaj lisansı verdiler. 1972 yılında ise Shell devre dışı bırakılarak devlet tarafından Statoil petrol şirketi kuruldu. Petrol çıkarma işini Norveç devleti tamamen kendisi üstlendi. Statoil'in faaliyetleriyle beraber 1970'li yııların ortalarında ülkeye resmen para yağmaya başladı.
Ekonomide "Hollanda Hastalığı" denilen bir kavram vardır. Bu hastalığa göre bir ülkede aniden zenginleşmeyi sağlayacak bir kaynak bulunursa diğer üretim faaliyetleri ya çok azaltılır ya da tamamen devre dışı bırakılır. Ülkenin tüm üretim alanlarındaki potansiyeli bu yeni zenginlik kaynağına kaydırılır. Ülke, tüm ihtiyaçlarını bu zenginliğinden elde etiği gelirle dışarıdan satın almaya başlar. Bu zenginlik kaynağında meydana gelebilecek fiyat dalgalanmaları, satışında oluşacak aksilikler ya da zenginliğin tükenmesi bu ülkeyi zor sokar belki de iflasın eşiğine getirir.
Bunun en bilinen örneği Venezuela'dır. Suudi Arabistan ve Bahreyn gibi ülkeler de petrol fiyatlarının sert düştüğü dönemlerde çok ciddi ekonomik kriz yaşadılar.
Norveç Hükümeti ise bu durumu önceden çok iyi analiz etmişti ve ülkenin böyle bir durumu yaşamaması için çok sıkı reformları uygulamaya koydu. İlk olarak aldığı önlem petrol üretimine sınırlama getirmek oldu. Norveç, petrol üretimini yarını da düşünerek istikrarlı bir biçimde sürdürdü.
Kuzey Denizi'nde bulunan petrol sahalarını paylaştığı İngiltere 1970'li yıllarda Norveç'ten 3 kat fazla petrol üretiyordu ve İngiltere ekonomisi tamamen petrol satışına dayanıyordu. İngiltere'nin 1979 yılında yaşadığı ekonomik buhran, ülkenin tarihindeki en ağır ekonomik kriz olarak kayıtlara geçti.
İngiltere ekonomik krizden çıkış yolunu petrol sahalarını özelleştirmek olarak gördü ve uyguladı. Norveç ise Statoil ile istikrarlı üretimine devam ediyor ve ülke ihtiyaçlarını iç üretimle karşılayan firmaların üretimlerini sürekli destekliyordu. Statoil'in ismi bugün Equinor olarak değişmiş olsa da şirketin %67'si halen devletin elinde.
1990 yılında Norveç Hükümeti çok önemli üç sorun tespit eder:
- Ülkede çok fazla miktarda nakit var
- Petrol fiyatları kendi kontrollerinin dışında çok dalgalı hareket ediyor
- Ülkenin ekonomik çeşitliliği yeterli değil.
Bu sorunların çözümü için bizim ülkemizin de yakın zamanda tanıştığı "Varlık Fonu" adlı yapılanmayı kurdular. Varlık fonu aslında Çin, Avustralya, B.A.E, gibi çok fazla nakit paraları olan ülkelerin hepsinde kurulmuş durumdadır. Norveç'in varlık fonu ise dünyadaki en büyük fon değerine sahiptir. 1 trilyon dolarlık bu fon eğer ülkede yaşayanlara eşit olarak dağıtılsa kişi başına 200 bin dolarlık bir pay düşerdi. Ancak yasalara göre varlık fonunda bulunan bu paraya kimse dokunamaz, ülke içinde bu para ile yatırım yapılamaz ve özel sektörün kullanımına verilemez.
Fondaki bu para yabancı ülkelerdeki yatırımlar için sadece devlet tarafından kullanılabilir. Bu nedenle Norveç, dünyadaki bütün borsaların %1,5'luk kısmına sahip durumdadır. Norveç varlık fonundaki bu parayı hem ticareti çeşitlendirmek için hem de dünya ticaretinde söz sahibi olduğu için politik güç olarak ta kullanıyor.
Norveç Hükümeti her sene etik değerlerden ötürü kesinlikle yatırım yapmayacağı şirketlerin isimlerini bir kara liste olarak yayınlar. Bu şirketler genellikle silah şirketleri, tütün şirketleri, kaçakçılık ve yolsuzluğa bulaşmış şirketlerdir. Norveç'in halka açık şirketlerin hisselerini alarak o şirketlerde söz sahibi olmak gibi bir politikası da vardır. Norveç bugün Facebook, Google, Apple gibi dev şirketlerde hatırı sayılır bir hissedar durumundadır. Bu şirketler alacakları kararlarla ilgili Norveç Hükümetine danışmak zorundadırlar.
Kuzey Denizi'nde petrol çıkarmak Suudi Arabistan'da petrol çıkarmaya göre iki kat fazla maliyetli olsa da Norveç, tüm ümidini petrole bağlamamış, petrolden elde ettiği geliri ticaretini zenginleştirerek bugün dünyanın en istikrarlı ve en güçlü ekonomilerinden biri olmayı başarmıştır.