Çevresel Kıyamettte Yaşanacaklar

Bilim dünyasından bugün 40 yaşın altında olanlar için kıyamet gibi bir gelecek senaryosu yazıldı. 2050 yılı çevresel kaynaklı felaketlerin zirve yılı olacak ve o dönemi yaşayan insanlar hayatta kalabilmek için çok ekstrem çevre şartları ile mücadele etmek zorunda kalacaklar. İnsanoğlunun kendi elleriyle hazırladığı ve yaşanması kaçınılmaz olan çevresel kıyametin tarihi sandığımızdan da yakın olabilir. Dünyaca ünlü bilim dergisi Science'de yayınlanan bir makaleye göre gelecek nesiller bugün yaşadığımız çevre sorunlarını mumla arar hale gelecekler.

İklim değişikliği, dünya üzerindeki en büyük çevresel tehditlerden biridir. Fosil yakıt kullanımı, sanayileşme ve ormansızlaşma gibi insan faaliyetleri, atmosferde sera gazlarının artmasına neden oldu. Bu durum da küresel ortalama sıcaklıkların yükselmesine, iklim modellerinin değişmesine ve ekstrem hava olaylarının sıklığının artmasına yol açtı. Deniz seviyelerinin yükselmesi, ekosistemlerin değişmesi ve tarım verimliliğinin azalması gibi sonuçlar, insanlığın yaşamını büyük ölçüde etkileyecek potansiyel felaketlere işaret ediyor.

Küresel ısınmanın sonuçları her geçen yıl etkilerini artırarak göstermeye devam ediyor. Buzullar eriyor, atmosferdeki sera gazlarının oranı artıyor, sera gazlarını temizleyecek olan ormanlar günler süren yangınlarla ve insan eliyle yok ediliyor, her geçen gün bir kaç canlı türü geri dönülmez şekilde dünya üzerinden siliniyor.

Bilim insanlarının açıklamalarına göre küresel boyutta planlanan çevresel önlemler bugün uygulamaya konsa bile artık çok geç ve kıyamet saatinin gongu çalmak üzere. Yayınlanan araştırmaya göre gelecek nesillerin çok daha fazla ekolojik felaket yaşaması artık kaçınılmaz hale geldi.

Biyolojik çeşitlilik, gezegenimizin en değerli varlıklarından biridir. Ancak habitat kaybı, aşırı avlanma, ormansızlaşma ve iklim değişikliği gibi etkenler, birçok türün yok olma riski altına girmesine yol açmaktadır. Ekosistemlerdeki bu dengesizlikler, gıda zincirlerinin bozulmasına, tarımın ve su kaynaklarının zarar görmesine ve insan sağlığı üzerinde doğrudan etkilere neden olabilir.

Dünya nüfusu hızla artarken, doğal kaynaklarımızın tükenme hızı da endişe verici boyutlara ulaşmış durumda. Su, ormanlar, tarım arazileri ve mineraller gibi kaynaklar, aşırı tüketim ve plansız kullanım sonucu hızla azalıyor. Bu durum, gelecek nesillerin yaşamını tehlikeye atan bir çevresel kıyamet senaryosu yaratıyor.

Araştırmacı Thiery ve arkadaşları bugün doğan çocukların nine ve dedelerine göre yedi kat fazla sıcak hava dalgası, iki kat daha fazla orman yangını ve 3 kat daha fazla susuzluk ve kuraklık çekeceklerini açıkladılar. Bilim adamları, hava sıcaklığının normallerin çok üzerinde olmasının bitkilerin fotosentez yapmalarını engelleyeceğini ve ormanların yakın gelecekte tamamen yok olabileceği uyarısında bulundular.