Turku Üniversitesi'nden muhabir yazar Leo Lahti, "Fin popülasyon çalışmaları, küresel ölçekte bile kapsamı ve kapsamı bakımından benzersizdir," diyor ve ekliyor: "Yeni veri bilimi yöntemleriyle, artık örneğin yaşlanma ve yaygın hastalıkların görülme sıklığı ile mikrobiyota arasındaki belirli bağlantıları daha yakından inceleyebiliyoruz." Araştırma, uzun takip süresi boyunca ölümle ilişkili olan dışkı örneklerindeki mikrobiyal türleri tespit etmek için bir makine öğrenme algoritması kullandı. Enterobacteriaceae ailesindeki mikroplar arasında güçlü bir bağlantı tespit edildi ve gastrointestinal ve solunum nedenlerinden kaynaklanan ölüm riski arttı.
Enterobacteriaceae'nin daha yüksek hacimleri, kolorektal kanser ve iltihaplı bağırsak hastalığı ile ilişkilendirilmiştir, ancak bu irtibatın nedensel olup olmadığı hala belirsizdir. Bir çalışma, iltihaplanmanın Enterobacteriaceae'nin aşırı büyümesini teşvik edebileceğini bulmuştur , bu nedenle bu noktada, bu özel mikrobiyal imzanın sadece erken bir hastalık belirtisi gösterip göstermediği veya hastalığın gelişimine aktif olarak katkıda bulunup bulunmadığı bilinmemektedir.
Yeni araştırmanın diğer bir yazarı olan Teemu Niiranen, "Zararlı olduğu bilinen birçok bakteri alt türleri, ölüm oranını tahmin eden enterobakteriler arasındaydı ve yaşam tarzı seçimlerimiz bağırsaktaki miktarları üzerinde bir etkiye sahip olabilir" diyor. Bağırsak mikrobiyotası, sigara ve obezite gibi diğer ilgili risk faktörlerini hesaba katarken bile mortalite (ölüm) tahminini iyileştirebiliriz. Bu araştırmada kullanılan veriler, insanın uzun vadeli sağlık etkisini ilk kez incelemeyi mümkün kılar “ ifadelerini kullandı.
Araştırmacılar, ölümü tahmin edebilecek bir mikrobiyom testi geliştirmeye yakın olmadıklarına dikkat çekiyorlar. Mikrobiyomun herhangi bir insan hastalığını tahmin etmek, önlemek veya tedavi etmek için kullanılmadan önce "kapsamlı araştırmanın olması gerektiğini" belirtiyorlar. Bununla birlikte, bu çalışma, mikrobiyom bileşimini uzun vadeli ölüm sonuçlarıyla ilişkilendiren ilk çalışmadır ve bulgular, araştırmacılara, genel sağlığımız ile içimizde yaşayan trilyonlarca mikrop arasındaki ilişkiye yönelik gelecekteki araştırmaları yönlendirmeye yardımcı olacak daha fazla ipucu sunmaktadır.
Yeni çalışma Nature Communications dergisinde yayınlandı .
