Ergenlik
dönemi toplumda genellikle aile ile çatışmaların sıkça yaşandığı fırtınalı bir
dönem olarak görülmektedir. Bunun yanında ergenin kendi dünyasında yaşadığı
değişimler bir anlamda ergenin kişilik sürecindeki gelişmeler de toplum
tarafından olumsuz olarak algılanan faktörlerdir. Bu
dönemdeki ergen-ebeveyn çatışmalarının temel kaynağı aslında ergenlik
döneminden öncesinde aranmalıdır.
Ebeveynlerin ilk yıllardan itibaren
çocuklarıyla kurmuş oldukları bağ, çocuk yetiştirme stilleri ve oluşturulan
aile ortamı ergenlik yıllarında ergen-ebeveyn ilişkisini etkileyen en önemli
faktörlerdir. Ergenlik
dönemi gereğince ergen özerklik arayışı içerisindedir. Bundan dolayı da aile
ergenler tarafından bu özerkliği zedeleyici, otoriter ve dikey bir ilişkinin
kurulduğu mekanizma olarak algılanabilir. Bunun sonucunda özerkliğin önündeki
engel olarak algılanan "aile ile çatışmak" aslında özerkliğin kazanılması
anlamına geleceğinden ergen-aile çatışmaları yaşanabilmektedir.
Ergen-aile
ilişkilerinin kültürel etmenlerden etkilendiği de aşikârdır. Özellikle Türk
toplumundaki ataerkil aile yapısından ötürü ailelerin kız ve erkek çocuklarına
olan yaklaşımlarında farklılıklar gözlemlenmektedir. Erkekleri daha serbest
bırakan ve özgürlükçü yaklaşan ailelerin kız çocuklarına daha baskıcı ve
otoriter yaklaşması cinsiyet ayrımcılığının ve toplumsal cinsiyet kalıp yargılarının
net bir göstergesidir.
Ancak erkeklere tanınan olanakların kızlara oranla daha
geniş olsa da yapılan araştırmalarda erkek ergenlerin kız ergenlere oranla
aileleriyle daha fazla çatışma içerisinde oldukları üzerinde durulması gereken
bir konudur. Burada üzerinde durulması gereken nokta erkek ergenlerin gerçekten
kız ergenlere oranla daha fazla çatışma yaşadıkları mı, yoksa kız ergenlerin
baskılanmış yapılarından ötürü duygu ve düşüncelerini dile getiremediğinden dolayı
erkek ergenlerin daha çatışmacı olarak mı algılandığı sorusudur.
Ergen
akran ilişkilerinde ise önceki yıllara oranla saf etkinlik temelinden çıkıp
duygusal paylaşıma dayalı olarak gelişen arkadaş kavramına vurgu yapmak
önemlidir. Çünkü ergenlik döneminde ergenin algıladığı destek onun yakın ilişki
kurmasında son derece önemlidir. Onun için duygusal bağlamda arkadaşları
tarafından anlaşıldığını ve destek gördüğünü algılayan ergenin arkadaşlarına
daha fazla önem vermesi ve daha fazla vakit geçirmek istemesi son derece
olağandır.
Yine
bu dönemde arkadaşlar ergenin kimlik arayışı içerisinde de önemli bir yere
sahiptir. Ergen arkadaş grupları incelendiğinde ortak ilgi alanlarına sahip
olduklarına kolayca ulaşılabilir.
Ergen kendisine benzer ilgi alanları olan bu
arkadaş grubunun aracılığıyla kendi ilgi ve değerlerini oluştururken kendisini
daha güvende hissedecektir. Fakat
özellikle ergenlik döneminde bireyin bir gruba ait olma ihtiyacının arttığı ve
dışlanma korkusunun yüksek olduğu düşünülerek bu ait olma ve dışlanma
korkusunun kötü sonuçlara yol açacağı da söylenebilir.
Dışlanma korkusu yüksek
olan ergen bir gruba ait olma gereksinimi duyacağından o gruba uyma ve grup
normlarına itaat etme davranışı sergileyecektir. Bu da madde kullanımı,
zorbalık gibi riskli davranışları beraberinde getirebilecektir. Bu
dönemde özellikle uzman kişiler tarafından hem ergenlere hem de ailelerine
yönelik ergenlik dönemi özellikleri açısından bilgilendirme çalışmaları
yapılması gerekmektedir.
Bu çalışmalarının aile ve ergenlerin ortak olarak
içerisinde bulunduğu çalışmalar olması ergen-aile ilişkisini güçlendirecek ve
her iki tarafın da birbirini anlamasına yardımcı olacaktır. Yine bu kapsamda
ergenlere yönelik riskli davranışlar hakkında bilgilendirme çalışmaları yapılabilir.
Özellikle
medya ve onun günümüzde en yaygın ve işlevsel dalı olan sosyal medya
ortamlarında ergenlik dönemine yönelik oluşturulan olumsuz tutumun
değiştirilmesi açısından sistematik olarak ergenlerin yoğun olarak
kullandıkları kanallar üzerinden de farkındalık çalışmaları
gerçekleştirilebilir.
Yine
aile sağlığı merkezleri ve diğer kurumlar aracılığı ile çatışma yaşayan ergen
ve ebeveynleri için aile danışmanlığı uygulamasında bulunmanın yararlı olacağı
düşünülmektedir. Bunun yanı sıra Emniyet, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı
gibi kurumlarca afiş, broşür, reklam gibi yapılacak çalışmalarla da ergenlik
dönemi hakkında farkındalık oluşturulması önerilmektedir.