Eyfel Kulesi - Paris/ Fransa
Fransa’nın en büyük simgelerinden olan ve yılda 6 milyondan fazla turist çeken Eyfel Kulesi, 300 metre yüksekliğinde olan kulenin asıl yapılış amacı, Fransız Devrimi'nin 100. yıl kutlamaları için Paris fuarının giriş kapısı olarak inşa edilmesidir. İsmini, kuleyi inşa eden Gustave Eiffel'den alan Eyfel Kulesi’nin yapımı, 1887 ile 1889 yılları arasında tamamlanmıştır. 200 bin metrekarelik alandaki Eyfel Kulesi, paslanmasının önlenmesi amacıyla her 7 yılda 25 boyacı ile 60 ton boyayla boyanıyor. Çalışma, demir kulede toplam 15 ay sürüyor. Kulede küçük bir yerleşim yerini aydınlatacak yeterlikte (80 km’lik) elektrik kablosu da mevcut. Eyfel Kulesi’nin demirleri yoğun güneş altında 20 cm genleşirken soğuk havalarda 20 cm büzülüyor.
Eyfel Kulesinin toplamda üç katı var ve katların her birinde harika bir manzara var. İlk iki platforma Kuzey, Batı ve Doğu kanatlarından ulaşabilirsiniz ve birinci katta bulunan bir sergi, Eyfel Kulesi'nin hikayesini anlatmaktadır. Birinci kat, 57 metre yüksekliğinde olup bu katta kafe ve restoranlar var. İkinci katın yüksekliği 115 metre ve bu katta da restoran ve kafeler mevcut. Birinci ve ikinci katlarda restoranlar ve doğal olarak gözlemleme platformları var. Üçüncü katın yüksekliği, 276 metre. Tabii ki en iyi manzara da üçüncü katta. Bu arada Eyfel Kulesi’nin asansörleri de dünyadaki en egzotik asansörler arasında.
Eyfel Kulesi'nde 2,5 milyon perçin vardır. 324 metre yüksekliğindeki kule 7 bin ton ağırlığındadır. 1710 basamak vardır. Birinci kat 57 metre yüksekliğinde ve yerden 360 basamak yüksekte. Geçici bir yapı olarak inşa edilen Eyfel Kulesi, bazıları tarafından Paris'in güzelliğini gizleyen utanç verici bir yapı olarak değerlendirildi. Kuleyi mümkün olan en kısa sürede tahrip etmek için birleştirme ve ifadeler bile verdiler. 1909'da inşaatından 20 yıl sonra, Fransız hükümeti neredeyse Eyfel Kulesi'ni tahrip etti. Gustav Eyfel, Eyfel Kulesinin, herkesin sevdiği Mısır piramitlerinden bile daha görkemli olduğunu söyleyerek kuleyi savundu.
Ayrıca kulenin radyo antenleri için verici olarak son derece önemli bir stratejik değerinin olması, yapının yıkılmamasında oldukça önemli bir etken olmuştur. İkinci Dünya Savaşı sırasında Almanlar Paris’e girdiğinde, Hitler binanın yıkılması emrini verdi ancak emir yerine getirilmedi. 20. yüzyılda kuleye olan ilgi arttı ve Fransız hükümeti kuleyi ulusal bir hazine olarak görmeye başladı. Kule her yedi yılda bir defa boyanarak yılın 365 günü ziyaretçilerini ağırlamaktadır.
Açılışın hemen ardından kulenin üçüncü katına bir meteoroloji istasyonu kuruldu. Bilim adamlarına kulede işlerini yapmaları için bir çağrı yapıldı. 1909'da aerodinamik yapıları test etmek için aerodinamik bir laboratuvar olarak, bir yıl sonra da kablosuz telgraf vericisi olarak kullanıldı. Halen birçok önemli markanın reklam alanları olarak gündemdedir.
Yorumunuzu buradan gönderebilirsiniz