Zekânın doğasını anlayabilmek ve insan zekâsı ile makinelerin gücünü birbirlerine entegre edebilmek getirebilmek 21.yüzyılın en karmaşık alanlarından biri olarak dikkat çekiyor. Bu alanda küresel işgücü, firmalar, küresel pazarlar ve teknoloji şirketleri büyük bir yarış ve arayış içindeler. Bu yarışta istihdama yönelik yetkin eleman arayışı hiç bitmeyecek gibi duruyor. O nedenle bu yazımızda geleceğin mesleklerinden biri olarak gördüğümüz yapay zekâ mühendisliğine yer veriyoruz.
Bugünden başlayarak uzun gelecekte yapay zekâ mühendisleri ne iş yapacak? Yapay zekayla uğraşan insanların istihdam ve iş gücü nasıl olacak bunlara dikkat çekerek farkındalık oluşturmayı amaçlıyoruz. Yapay zekâlı makineler sektöründe dünya genelinde hali hazırda 300 bin kişi çalışıyor durumda.
Bu insanların 200 bini makine, elektronik, üretim ve pazarlama gibi alanlarda mühendis pozisyonunda çalışan insanlar. Ancak, yapay zeka ve derin öğrenme kısmında yani işin mutfağında çalışan kişi sayısı sadece 10 bin kadar.
Gelecekte yapay zekaya sahip makinelerin günlük hayatımıza çok daha fazla dahil olacakları düşünüldüğünde yapay zeka mühendisleri açısından müthiş bir açık ortaya çıkacağı kaçınılmazdır.
Tabi yapay zekâ dediğimizde karşımıza, müthiş bir bilgi birikimi gereksinimi ortaya çıkıyor. İşin içinde disiplinler arası hakimiyetin söz konusu olduğunu belirtmek gerekiyor. Bu disiplinleri şöyle sıralayabiliriz: psikoloji, psikiyatri, sinir sistemi ve nöronlar, bilişim teknolojileri arasındaki kodlamalar. Bu kadar kompleks bir alanda ciddi bir eğitim almış insanların gelecekte iş bulma ve ciddi bir kariyer yapabilme gibi problemleri olmayacaktır.
Yapay zeka konularında başta Çin olmak üzere gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler ciddi yatırımlar yapmaktadır.
Çin, ABD, Japonya, İngiltere, Kanada ve İsrail bu sahadaki en güçlü oyuncular olarak dikkat çekiyor.
Bu ülkeler gelecekte bu alanda doğacak işgücü ihtiyaçlarını karşılamak üzere yeni üniversiteler açıyorlar ve eğitimlere ciddi yatırımlar yapıyorlar. Bizim ülkemizde de üniversitelerin bu alana yöneldiklerini ve özel üniversitelerin bu konuda ciddi yatırım yaptıklarını görebiliyoruz. Ancak bu çabalar, büyük oyuncuların sahada olduğu bir dönemde yetersiz kalmaktadır.
