Afife Jale (1902 -1941) kimdir?
Çocukluk dönemi ve eğitim hayatı
1902 yılında İstanbul Kadıköy’de dünyaya geldi. Annesi Methiye Hanım, babası Hidayet Bey’in üç çocuğundan biri idi. Ailesi orta halli bir aileydi. Afife Jale, Doktor Sait Paşa’nın torunudur. Diğer iki kardeşinden farklı olarak başına buyruk olması ve yerinde duramamasıyla dikkat çekerdi. İstanbul Kız Sanayi Mektebi’nde eğitimini sürdürürken aklı hep tiyatrodaydı. Bir gün mutlaka sahnelerde olmayı ve tiyatro oyuncusu olmayı hayal ediyordu.
Afife Jale’nin tiyatro serüveni başlıyor
O dönemde Türk ve Müslüman kadınların sahneye çıkmaları yasaktı. Böyle zorlu bir dönemde, 10 Kasım 1918 tarihinde Darülbedayi’nin kursiyer alımı için yaptığı sınava katılarak kazanmayı başardı. Darülbedayi tarafından kursa kabul edilen 5 Müslüman kadından biriydi. Darülbedayi bu kursları, Müslüman kadınların, sadece kadınların izleyici olarak katılabildiği gösterilerde sahneye çıkabilmeleri için açmıştı. Afife, sınavı kazanan diğer beş kız arkadaşıyla birlikte stajyer kadrosuyla tiyatro eğitimine başladı. Üç kız arkadaşı, ileride tiyatro yapamayacaklarını düşündükleri için kurstan ayrıldılar. Geriye Afife ve Refika kalmıştı. Refika suflör, Afife ise mülazim artistlik (stajyer oyuncu) kadrosunda yer alıyordu.
Tiyatro sahnesinde bir güneş doğuyor: Afife Jale
Hüseyin Suat’ın sahneye koyacağı “Yamalar” isimli oyununda Emel karakterini canlandıran yabancı oyuncu Eliza Binemeciyan’ın oyundan ayrılarak Paris’e gitmesi , 13 Nisan 1919 ‘da Kadıköy’deki Apollon Sineması’nda sahnelenmesi planlanan oyunun gösterimini tehlikeye soktu. Bu karakter için yeni bir oyuncu arayışına girildi ve bir sınav açıldı. Sınavı kazanan kişi Afife’den başkası değildi. Jale takma adını kullanarak ilk defa gerçek bir tiyatro sahnesine çıkıyordu. Oyun esnasında gösterdiği performansla izleyicilerden büyük beğeni kazandı.
Yaşanan sıkıntılar ve yıldızın erken çöküşü
Tiyatro oyunları sırasında sürekli polis baskınları yaşadı ve her seferinde kaçmayı başardı. Polis tarafından en son yakalandığı baskından sonra babası onu kötü kadın olduğu düşüncesiyle evlatlıktan reddetti.
27 Şubat 1921’de, Dahiliye
Nezareti’nin (İçişleri Bakanlığı) bir emri ile belediye tarafından , “Müslüman
kadınlar kesinlikle sahneye çıkmayacak” şeklinde bir duyuru Darülbedayi’nin
yönetim kuruluna gönderildi. Afife Jale’nin işine hemen son verildi. Çektiği
sıkıntılar yüzünden sürekli baş ağrısı çekiyordu. Doktorunun morfin tedavisi
uygulaması nedeniyle morfin bağımlısı oldu ve akıl hastanesine kaldırıldı. 1923
‘te Cumhuriyet’in ilan edilmesiyle tiyatrolar özgürleşti. Afife Jale için
tekrar tiyatro yolu görünmüştü. 1929’da Selahattin Pınar ile evlendi.
Evlilikleri, Afife Jale’nin bağımlılığı yüzünden 1935’te sonlandı. Parklarda
kalmaya başlayan Afife Jale, 29 Temmuz 1941 yılında akıl hastanesinin
morfinmanlar bölümünde hayatını kaybetti.